18 Ekim 2007 Perşembe

ORGANİK TARIM SÖZLÜĞÜ

Organik Tarım: Organik Tarım (Biyolojik, Ekolojik Tarım): Tarımsal üretimin insana ve çevreye zarar vermeden gerçekleştirildiği, ekolojik sistemde sentetik kimyasallar ve bu kimyasalların hatalı uygulamaları sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik bir tarım yöntemidir. Organik tarım bir “alternatif tarım” yöntemi değildir. Geleneksel tarımın, günümüz teknoloji ve koşullarında uygulanmasıdır. Konvansiyonel tarım ise “sentetik kimyasal tarım” olarak ifade edilmelidir. Sürdürülebilir, IPM, alternatif, iyileştirilmiş tarım yöntemleri organik tarım olarak değerlendirilemez. Bu tarım yöntemlerinde sentetik kimyasalların kullanımı kontrol altına alınırken organik tarımda sentetik kimyasal girdiler kullanılmamaktadır.



Gelişimi: Avrupa’da 1910 ‘larda uygulanmaya başlamış, kontrollü üretim ise 1930’lu yıllarda yaygınlaşmıştır. Danimarka, İngiltere ve İsviçre Avrupa’da biyolojik tarımın temellerini atan ülkeler olmuşlardır. 1970’li yıllarda ticari anlamda önem arz etmeye başlamıştır. 1972 yılında Almanya’da “Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu’nun (IFOAM)” kurulması ile daha düzenli hale gelmiştir. IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements)’ ın temel fonksiyonu, dünyada organik tarımla ilgili bilgi ağının koordinasyonu olarak tanımlanabilir. Avrupa orjinli firmaların talepleri doğrultusunda 1984-85 yıllarında ülkemizde organik tarım başlamıştır. 1992 yılında “Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO)” kurulmuştur. Avrupa Birliği, ilk organik ürün yönetmeliğini 24 Haziran 1991 tarihinde yayımlamıştır. Bu yönetmelik yanızca bitkisel ürünleri kapsamaktadır. Daha sonra hayvansal üretimi de içine alan “Organik tarım Yönetmeliği” 24 Ağustos 2000 tarihinde yayımlanmıştır. Ülkemizde “Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik” 18 Aralık 1994 tarihinde ve “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” de 11 Temmuz 2002 tarihinde yayımlanarak yürürlüğü girmiştir. Bölgelere göre incelendiğinde Ege yüzde39, Akdeniz yüzde 24, İç Anadolu ise yüzde11 üretim oranlarına sahiptir. Çiftçi sayısı dağılımda Ege 6.123, Karadeniz 2.800, İç Anadolu 2.017; üretim alanlarında Ege 42.500 ha, İç Anadolu 34.000 ha ve toplam üretim dağılımında ise Ege 80.400 ton, Marmara 79.600 ton ve Güney Doğu Anadolu 43.500 ton değerleri ile karşımıza çıkmaktadır. Dünyada üzerinde 120 ülkede 17.2 milyon ha alanda organik üretim yapılmaktadır. Avustralya 7.7 milyon ha, Arjantin 2.8 milyon ha ve İtalya 1 milyon ha alan ile önde gelen ülkelerdir. Avrupa’da toplam üretim alanı 3.8 milyon ha ve organik tarım toplam tarım alanın yüzde2.8 ine tekabül etmektedir.



Neden Organik Tarım: Sağlıklı ve uzun yaşam doğal gıdaların tüketilmesiyle mümkündür. Konvansiyonel (Organik tarım metodu dışındaki tüm geleneksel metotlar) tarım sayesinde dünya gıda üretimi bir miktar artmakta ancak toprak-su ve atmosfer oldukça hızlı kirlenmekte ve sonuçta insan yaşamı olumsuz etkilenmektedir. Bu şekilde giderse toprak daha ne kadar insanlığa hizmet verebilir? Hiç kuşkusuz bu süre, sanılandan çok daha kısa olacaktır. Her geçen gün hızla tükenen dünyamızda doğal kaynakların dengeli kullanımını ve uzun vadede ekonomik gelişimini hedefleyen yeni bir tarımsal anlayış modelinin uygulamaya konulması gerekmektedir. Bu gereklilikten ötürü “Organik Tarım” kaçınılmazdır.



Gelişmiş ülkelerdeki Pazar fırsatları, gelişmekte olan ülkeleri organik tarıma yöneltmektedir. Organik tarım ürünleri, diğer konvansiyonel tarım ürünlerine göre, ortalama 4 katı fiyatla alıcı bulabilmektedir.



Organik Tarımın Özelliği: Organik tarım, sözleşmeli tarım esasına dayanır. Sözleşmeli tarım, planlı üretimin gerçekleştirilmesi ve yetiştirilen ürünler için pazar talebinin olması açısından önem kazanmakta, çiftçi ürettiği ürünün satışından emin olmaktadır. Ayrıca, çiftçiye üretimin nasıl yapılacağı konusunda danışmanlık hizmeti verilmesi gerekmekte buda sözleşmeli üretimi gerektirmektedir. Böylece çiftçi sözleşmeli olduğu işletmenin uzmanları veya danışmanları tarafından bilgilendirilmektedir. 30 Haziran 1996 tarihinde yayımlanan “Sözleşmeli Tarımsal Ürün Yetiştiriciliği ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” çerçevesinde sözleşmede yer alacak hususlar, ödemeye ilişkin fiyat ve sözleşmemeye uyulmaması halindeki durumlar belirlenmiştir.



Organik tarım, belli tekniklerle donanmış bir üretim disiplinidir. Organik üretimin özelliği, her aşamasında kontrollü olması ve ürünün sertifikalandırılmasıdır. Kontrol; organik tarımın sözleşmeli tarım şekli olması itibariyle üretimin başından sonuna kadar muntazam kayıtlar tutma, üretim sürecini gözlem altına alma, gözlem sonuçlarını rapor etme, ürünün organik niteliğini laboratuar analizleri ile test etme ve denetlemedir. Sertifikasyon ise; bütün kontrol yöntemlerini uygulayarak elde edilen organik ürünün geldiği aşamanın belgelenmesidir. Hammadde halindeki organik ürüne “hammadde Sertifikası”, işlenmiş ürüne “Organik Ürün sertifikası” verilir.



Türkiye’de yetkilendirilmiş kontrol ve sertifikasyon kuruluşları IMO(İzmir), BCS(İzmir), SKAL(İzmir), ECOCERT(İzmir), ETKO(İzmir), EKOTAR(Mersin)’ dır. Bunlardan ETKO ve EKOTAR’ın yerli kuruluşlardır.



Dünya Ticaretine Konu Olan Organik Tarım Ürünleri: Yaş meyve-sebzeler, çorbalar, dondurulmuş gıdalar, su ürünleri, şeker ve şekerli ürünler, bebek gıdaları, diyet ürünleri, gıda katkı maddeleri, soslar, kuru ve sert kabuklu meyveler, bakliyat, baharatlar, tıbbi ıtri bitkiler, yağlar, et ürünleri, bal, peynir, un ve unlu mamuller ve bira, şarap, meyve suları, kahve, çay gibi alkollü ve alkolsüz içecekler sayılabilir.



Organik Besin: Ürün yetiştirmede kimyasal savaş yerine biyolojik savaş (Kültür bitkilerinde zararlılar ve yabancı otlar aleyhine yaşayan organizmaları kullanmak suretiyle zararlı populasyonu ekonomik zarar eşiği altında tutmak amacıyla yapılan çalışmalardır. Predatör: Zararlı böcekleri yiyenler. Parazitoid: Zararlı böceklerin yumurtasını yiyenler. Patojen: Zararlı böcekleri hastalandıranlar.); suni gübre yerine organik gübre (fekaller-insan gübresi, kompost-bitki ve hayvan kalıntılarının çürütülmesi, yeşil gübreler-genelliklebaklagil bitkilerinin yeşilken toprağa gömülmesi, şehir artıkları-çöp gübresi, guano-yarasa gübresi, güvercin ve tavuk gübresi, kan, deri, boynuz ve tırnak tozları vb.) kullanılması, hormon (büyüme ve gelişme olaylarını yönlendiren, çok düşük yoğunlukta bile etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen maddelerdir), sentetik koruyucu ve katkı maddesi içermeyen ürünlerdir.



Organik Tarımın Uygulanamayacağı Yerler: Ana yollara 1 km. mesafedeki tarım arazilerinde; ağır sanayi tesisleri, reaktörler, hidrolik ve termik enerji santrallerine, maden işletmelerine kentsel atıkların toplu olarak bırakıldığı alanlara 3 km. mesafedeki tarım arazilerin de organik tarım yapılamaz; çevre kirliliği açısından şüphe duyulan alanlarda konu uzmanının raporu istenerek ve/veya sertifikasyon kuruluşu tarafından karar verilir.

Hiç yorum yok: